Çocukta Okul Öncesi Eğitimi Önemi

Çocukların, zihinsel, duygusal, sosyal, bedensel gelişiminin %70’i 0-6 yaş arasında tamamlanmaktadır. Okul öncesi dönem alarak adlandırılan 0-6 yaş dönemi, çocuğun öğrenmesinin en yoğun olduğu, temel alışkanlıklarının, zihinsel yeteneklerinin en hızlı geliştiği ve şekillendiği dönemdir. Bu süre içeri kazanılan davranış şekilleri, üm yaşam boyunca devam etmektedir. Beyin yapısı ve işlevlerinin gelişiminin üçte ikilik bölümü 0-4 yaş arasında tamamlanmaktadır. Erken çocukluk çağındaki deneyimler beynin çalışma şekli için belirleyicidir. Yapılan çalışmalar okul öncesi eğitim alan çocuklarda okula devam oranlarının ve okul başarılı olmasının daha yüksek olduğunu göstermektedir.

Okul öncesi eğitim sosyal ve duygusal gelişimi destekleyerek, erişkinlik döneminde de kişilerin daha üretici ve verimli olmalarını ve sahip oldukları potansiyeli tam anlamıyla kullanmalarını sağlar.

Okul öncesi eğitim, insan gelişiminin en hızlı ve en duyarlı dönemini oluşturur. Yaşamın ilk yıllarında alınan eğitimin ve geçirilen deneyimlerin, ileri yaşlardaki öğrenme yeteneği ve gelecekteki başarı üzerinde de önemli etkileri vardır..

Okul Öncesi Eğitimin Çocuğa Sağladığı Yararlar
Duygusal olarak, kendi işlerini kendisi yapması, problemleri kendisinin halletmesi ve bazı kararları kendisinin vermesi vasıtası ile kendine güveni yükselir. Düşüncelerini dile getirebilme ve diğerlarına iletebilme şansını elde eder. Özgüven bireyin kendisini yetenekli, önemli etkin ve dşayetli biri olarak algılama derecesi olarak tanımlanabilir.

Fiziksel olarak kesme, yapıştırma, boyama, kalem kullanma gibi faaliyetlerin derli toplu olarak yapılması sonucu ince motor becerileri gelişir Ayrıca koşma, zıplama, fırlatma, tırmanma gibi faaliyetlerle de kaba motor işlevlerini kullanır ve geliştirir.
Çocukların beslenme ve sağlık halinde iyileşme görülür.
Zihinselolarak, nesneleri eşleştirme, sınıflandırma, ölçme, gözlem yapma ve fikirler üretme gibi matematik ve bilim becerilerini kazanır. Anaokuluna başlayan çocukların zeka puanlarında yükselme görülür. Kitapları incelemek, boyama ve çizimler yapmak, arkadaşlarına mektup yazmak gibi faaliyetler de dikkat ve konsantrasyonun artmasına ve erken okuma ve yazma yetileriningelişmesine yardım eder.

Dikkat eksikliği problemu ve öğrenme güçlüğü olan çocukların erken farkedilmesi ve okula başlamadan gerekli önlemlerin alınmasını sağlar.
Sosyal olarak, çocuklar oyuncakları paylaşmanın yanısıra erişkinin ilgisini, yiyecekleri paylaşmayı ve karşılıklı konuşmayı öğrenirler. Ayrıca yaşıtlarıyla çatışmaları ve ilişkilerde ortaya çıkan problemleri çözümlemeyi ve kendini nasıl ve ne zaman koruyacağını ve diğer çocukların hakkına saygı göstermeyi de öğrenirler. Bütün bunlar çocuğun ileriki yaşamında ortaya çıkan bütün problemleri çözmesine yardımcı olacak sorun çözme becerilerinin artmasını sağlar.

Yemek, uyku, tuvalet gibi öz bakım becerilerini kazanmak, anne-babadan ayrı kalmak duygusal gelişimine katkıda bulunarak kendine güvenini artırır.
Ebeveyn-çocuk arasında daha güçlü ve olumlu bir ilişki oluşmasını sağlar.
Yetişkinlik döneminde de kişilerin daha üretici ve verimli olmalarını ve sahip oldukları potansiyeli tam anlamıyla kullanmalarını sağlar.
Canlandırma, taklit ve hayali oyunlar vasıtası ile hayal gücü gelişir. Arkadaşları ve öğretmenleri ile konuşmak dil becerilerini geliştirir.
Anaokulu çocuğun yaratıcı yönlerini ve ilgi alanlarını ortaya çıkarmak açısından da önem taşır.

Bir okul öncesi kurumda belirli zaman dilimi içinde bir sıra düzen izleyen faaliyetler, çocuğun zaman kavramını ve bunun insan yaşamındaki yerini ve önemini öğrenmesine yardım eder.
Okul öncesi kurum, öğretmenin denetim ve uyarıları ile çocuklara okludaki eşyaları ve oyuncakları ortaklaşa kullanmayı birbirlerinin sırasını ve hakkını gözetmeyi ve birbirleri için bir şeyler yapabilmayi öğretecek en iyi ortamlardan biridir.
Yemek sırasında arkadaşlarına ekmek servisi yapmanın onların bardaklarına su doldurabilmenin çocuk için zevkli bir uğraş olduğu kadar gelecekteki kuracağı insan ilişkileri için de olumlu bir temel oluşturacağı şüphesizdur.
Çocuklar evde yapamadıkları çoğu faaliyeti anaokulunda gerçekleştirirken, arkadaşalrı ile konuşarak obların kanaatlerinden haberdar ollinkar. kendi görüşlerini ve kanaatlerini rahatlıkla ifade edebilirler. Hatta oynadıkları oyunlarda, gerek evde gerekse okulda yakınları ve arkadaşlarına karşı duygularını ifade etmek fırsatını bularak rahatlarlar.

Tüm bunlar da okula hazır olması ve okul başarısı açısından önem taşır.
Bu unsurlardan kaynaklı, okul öncesi dönemi çocuğu, annenin çalışıp çalışmadığına bakılmaksızın anaokuluna başlatılmalıdır.


Yorumlar

Popüler Yayınlar